Yaşlılık Sigortası ve ‘Rekaberlik’

Yaşlılık Sigortası ve ‘Rekaberlik’

Türkiye’de 55 yıl içinde üç kişiden birinin 65 yaş üstü yaş grubunda olacağı hatırlandığında, yaşlılık sigortası bağlamında, şu önemli duyarlılık noktaları unutulmamalıdır. Bunlardan ilki, sağlıksız yaşlanma; ikincisi “rekaberlik” ilkesi ve üçüncüsü de süper zekadan yararlanma olabilir.

İki hafta önce, sigorta şirketlerinin uluslararası birliği olan Cenevre Birliği’nin “Sigorta ve Uzun Ömür Ekonomisi: 100 Yıllık Yaşamlar Çağında Korumayı Yönlendirme” araştırmasını değerlendirmiştik.

Ortalama yaşam süresindeki artışın sağlık ve bakım politikalarına etkileriyle yaşlılık sigortasından söz etmiştik.

Yaşlılık sigortası ile ilgili olarak belli konulara odaklanmak ve duyarlı olmak gerekiyor.

Duyarlılık Noktaları

Türkiye’de 55 yıl içinde üç kişiden birinin 65 yaş üstü yaş grubunda olacağı hatırlandığında, yaşlılık sigortası bağlamında, şu önemli duyarlılık noktaları unutulmamalıdır.

Bunlardan ilki, sağlıksız yaşlanma; ikincisi “rekaberlik” ilkesi ve üçüncüsü de süper zekadan yararlanma olabilir.

Risk Değerlendirmesi

Dünyada son yıllarda, sağlıklı ve uzun yaşam için kişiye özgü bir sağlık yönetimi (precision wellness) modeli tartışılmaktadır. Bu modelin bileşenleri; kişiye özel, önleyici, öngörülü ve katılımcı olma ana başlıklarıyla özetlenebilir.

Dolayısıyla genetik yapısı, yaşam biçimi ve sağlık özgeçmişiyle kişi analiz edilir. Doğaldır ki, genetik analiz ve bazı laboratuvar testleriyle kişinin ihtiyaçları ortaya çıkarılabilir.

Ortaya çıkan yol haritası, aslında sağlık sigortacılığındaki risk değerlendirmesine ve onun alt başlıklarına ne kadar benziyor, değil mi?

Böylelikle; olası sağlık riskleri tahmin edilerek kişiye yönelik önceden müdahaleler planlanır, varsa hastalıklarının ilerlemesinin önüne geçilir, hatta yaşam biçimi değişimine yönelik müdahalelere başlanılır. Yaşam kalitesi artışı veya varsa hastalığından ötürü oluşmuş engelliliğin azaltılması sonucu da kişi için sağlık kazanımıdır.

Özet olarak, kişinin kendi sağlığını yönetme bilinci gelişir, sağlık çalışanlarıyla arasında kazanım odaklı bir iletişim yoluyla sürece kişi katılımı sağlanmış olur. Zaten son yıllarda hızla gündeme oturan değer temelli sağlık yaklaşımının özü de budur.

“Kazan Kazan” Stratejisi

Son dönemde rekaberlik sık tekrarlanan bir kavram oldu. Orjinali “co-opetition” kavramının Türkçeleştirilmesi olan rekaberlik, gerçekte paradoksal olan rekabet ve işbirliği işlevlerinin aynı anda kullanımından oluşur. Diğer bir deyişle, değer oluşturmak amacıyla, kuruluşların hem rekabet etmeleri hem de işbirliği yapmalarını ifade eder. Sonuçta, birbirleriyle rekabet içinde olan ve rakip olarak yarışan kuruluşların gerekli alanlarda iş birliği içinde olmaları gerçekleşir.

Sektörün büyümesi, daha iyi ürünler sunulabilmesi amacıyla rekaberlik anlayışını benimseyen kuruluşlar; marka değerini, pazar paylarını, AR-GE alanında daha iyi sonuçları hedefler. Dolayısıyla, ana ilke, rakiplerin bir araya gelerek “kazan kazan” stratejisi ile yol almalarıdır.

İnsan Zekasını Aşabilecek Yapay Zeka

Son olarak süper zeka adı verilen bir öngörünün yer aldığı raporu paylaşmak istiyorum. 3 Nisan 2025 tarihli rapor, Yapay Zeka 2027 (AI 2027) adını taşıyor.

Daniel Kokotajlo, Scott Alexander, Thomas Larsen, Eli Lifland ve Romeo Dean tarafından yazılan rapor  (https://ai-2027.com), 2035 yılına kadar, insanüstü yapay zeka ile gerçekleşeceklerin Sanayi Devrimi’ni geçecek sonuçları olabileceğinden söz ediyor. 2025-2027 yılları arasını dönemler halinde, olası öngörülerle anlatıyor.

Süper zeka adı verilen insan zekasını aşabilecek yapay zeka versiyonlarından, insansı robot olarak adlandırılan hümanoid sürecine kadar yazılmış çok ilgi çekici gelişmeler olabileceğine yer verilmiş.

Aslında, rapor okunduğunda geleceği şekillendirecek sürece hazırlanmak gerektiğini düşünmeye başlıyorsunuz.

Terzi Yapımı

Tüm bunları yaşlılık sigortasıyla birleştirmeyi, zorlama bir yorum olarak görmemeliyiz. Öncelikle sağlıklı yaşlanmanın yollarını bulmak için müdahale alanları geliştirerek kişilerin yaşam biçimlerini değiştirmeliyiz.

Bu müdahaleler; ne kadar kişiye özel ve terzi yapımı (taylor made) olursa o kadar amacına ulaşabilir.

Ne kadar hastalık öncesi döneme yönelik olursa o kadar önleyici ve koruyucu olur. Ne kadar kişiyi sürecin içine alabilirse o kadar değer oluşturur, yani sağlık kazanımı sağlar. Bunlar sağlık sigortacılarının doğrudan görevi değil ama iş listelerinde ön sıralarda gelen risk yönetimi araçları olabilmelidir.

Ekosistemde Rekabet ve İşbirliği

Bunları yaparken, birden fazla paydaşın rol aldığı bu ekosistemde hem rekabet etmeyi hem de gerekli alanlarda rakipleriyle işbirliği yapmayı bilmeli, yani rekaberliği gerçekleştirebilmeli.

Doğaldır ki, bunları teknolojiyi olabilen en fazla ölçüde kullanan simülasyonlarla birlikte doğru öngörebilmelidir. Yapay zekadan süper zekaya, sadece önümüzdeki üç yılda bile neler olabileceğine ilişkin olasılıkları iyi değerlendirmelidir.

İşte yaşlılık sigortası süreci de tam budur. Tasarımından hazırlanıp uygulanmasına her aşamasında, ilgili tüm paydaşların birlikte çalışmasını gerektirir. Hatta, aynı legolar gibi parça bütün ilişkisi içinde düşünülerek, sonraki adımların da stratejik planlamasının yapıldığı dinamik bir süreçtir.

Bu yüzden, önümüzdeki hafta, uzun dönemli bakım sigortasına ilişkin ülkemizde geçtiğimiz aylarda yayınlanan sağlık ekonomisi bakışıyla hazırlanan bir rapordan söz edeceğim. Buraya kadar paylaştıklarımla, konunun yakın ilişkisi daha da belirginleşecektir. Çünkü bilgiye dayanan ve kişi odaklı stratejilerin yapay zeka ile harmonizasyonu, her türlü düzeydeki işbirliklerini güçlendirecektir. Böylelikle sağlıklı yaşlanma, rekaberlik ve süper zeka ile doğru projeksiyonların önemi daha da netleşecektir.

Yaşlı Sağlığı ve Yaşlılık Sigortası

Yaşlı Sağlığı ve Yaşlılık Sigortası

Geçtiğimiz hafta,  sigorta şirketlerinin tek uluslararası birliği olan Cenevre Birliği’nin bir araştırmasından söz etmiştim. Bu araştırma ile çok yakından ilişkili bir konuyla bu hafta devam etmek istiyorum.  Konu, yaşlılık sigortası olacak.

Geçtiğimiz hafta,  sigorta şirketlerinin tek uluslararası birliği olan Cenevre Birliği’nin bir araştırmasından söz etmiştim.

“Sigorta ve Uzun Ömür Ekonomisi: 100 Yıllık Yaşamlar Çağında Korumayı Yönlendirme” başlıklı çalışmada, ortalama yaşam süresi artışının sadece emeklilik politikalarına değil sağlık ve bakım politikalarına da yansıdığı anlatılıyordu.

Bu araştırma ile çok yakından ilişkili bir konuyla bu hafta devam etmek istiyorum.  Konu, yaşlılık sigortası olacak.

Yaşlı Nüfus Genç Nüfusu Geçecek

İki hafta önce Yaşlılık Sigortası konusunun işlendiği bir Çalıştay’a katıldım.  VKV Amerikan Hastanesi ev sahipliğinde yapılan Çalıştay, Hospital Manager Dergisi Çalıştay dizisinin ikinciydi.

Çalıştay’da, yaşlılık sigortasına ek olarak, Aile Bakanlığı; Vizyon Belgesi, Eylem Planı, Yaşlı Veri Tabanı gibi Bakanlık hazırlıklarından söz etti.

Önce söylenen bazı çarpıcı verileri paylaşmak istiyorum;

  • Halen dünya nüfusunun yüzde 10’unu aşan bir oranının 65 üstü yaşta olduğu,
  • 2030’da yaşlı nüfusun genç nüfusu geçeceği,
  • 65 yaş ve üstü nüfus oranının, 2050’de yüzde 16’ya ulaşmasının öngörüldüğü,
  • Türkiye’de 55 yıl içinde üç kişiden birinin 65 yaş üstü yaş grubunda olacağı

ifade ediliyor.

Sağlıksız Yaşlanma

Bu bağlamda iki konuda çok duyarlı olmak gerekiyor.

Bunlar arasında ilk öne çıkan duyarlılık noktası; bir yandan yaşlanma, diğer yandan da sağlıksız yaşlanma konusudur.

İkinci duyarlılık noktası ise konu üzerinde farklı kurumların yıllardır çalışıyor olması ve üretilen çok sayıda raporun varlığıdır. Arşivlerde bu raporlara kolayca ulaşılmaktadır.

Oysa ki, her şeyden önce karar vericiler belli ilkeler üzerinde uzlaşmalıdır;

  1. Ekosistem bakışı,
  2. Birlikte çalışabilirlik kültürü,
  3. Sürdürülebilirlik,
  4. Bütünleşik yaklaşım,
  5. İyi uygulama örneklerinden esinlenme.

Ekosistem bakışı; hem yerel ve hem merkezi, hem stratejik hem operasyonel, hem hizmet hem  finansmanda sağlanmalıdır. Kamu ve özel sektör, akademik ve sivil toplum kuruluşları ile endüstri ekosistemdeki vazgeçilmez paydaşlar olmalıdır. Ekosistem, kamunun ana oyunculuğunu başlattığı bir süreç ile tetiklenmelidir.

Genel Sağlık Sigortası 41. Yılında Yasalaşmıştı

Birlikte çalışabilirlik kültürü, tüm paydaşlarla birlikte oluşturulmalıdır. Özellikle 2000’li yıllardan bugüne yaşlı sağlığı ile ilgili bir çok çalışma yapılmıştır. Farklı farklı; Bakanlıklar, kamu ve özel sektör kurumları, sivil toplum kuruluşları bu çalışmaları yapmış veya yaptırmıştır. Hızla yaşlanmakta olan nüfus yapısı dikkate alındığında, bu farklılıkların öncelikle birlikte çalışılarak sonra da birlikte üretilerek gerçekleşebileceğini hiç unutmamalıyız.

Tam bu noktada bir hatırlatma yapmak isterim. Genel sağlık sigortasını ilk hazırlayan Hükümet, 1967 yılında 30. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’dir. 2008 yılındaki 60. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, uygulanmaya  başlanan 5510 kanunun Anayasa Mahkemesi iptalinden sonraki sahibidir. 1967 ile 2008 yılları arasında geçen 41 yıl ve o güne kadar gelmiş Hükümetlerin yarısının bu süreçte hazırlıkları olduğunu da ayrıca vurgulamak gerekir.

Yaşlılık sigortası hazırlık sürecinin asla bu kadar uzun olmaması gerekir. Sigortacılıkta zaten 41 yıl çok ciddi sonuçlara yol açacak bir gecikme olarak değerlendirilebilir. Demografik değişim hızı, öyle kontrol edilemez bir noktaya ulaşır ki, finansal sürdürülebilirlik her geçen gün giderek biraz daha zorlaşabilir. Sigortacılıkta bu kadar uzun bir hazırlık dönemi sonunda, nüfusun yaşlanmasının beraberinde getirdiği artan sigorta maliyetlerini ayrıca belirtmeye sanırım gerek yoktur. En iyimser ifadesiyle bile, hazırlıklarının 15 yıl sürdüğü  yaşlılık sigortasının ise genel sağlık sigortası gibi uzun bir zaman almadan yasalaşması ve uygulamaya başlanmasını özellikle bu açıdan, tüm içtenliğimle diliyorum.

Yaşlılık sigortasında bütünleşik yaklaşım, konunun bir başka önemli boyutudur. Hizmet kapsamından finansman modeline, bakım hizmetinden sağlık hizmetine, sosyal rehabilitasyondan topluma kazandırıcı modellere kadar, böyle bir bütünsel (holistik) bakış şarttır. Bu bakış, paydaşların koruyucu sağlık hizmetleri başta olmak üzere, sosyal hizmetleri de öncelikli bir yaklaşımla  gerçekleştirilmesini sağlayabilecektir.

İyi Uygulama Örneklerinden Esinlenerek Türkiye’ye Özgü Model

Uluslararası boyutta, aktif yaşlanma adı verilen bir kavram tartışılmaktadır. Bu kavram ile; yaşlıların sağlık, güvenlik ihtiyaçlarıyla yaşama bağlanmasını artıran, hayat boyu öğrenen ve topluma katkıda bulunan bir yaşam felsefesine kavuşması hedeflenir. Çünkü, iki yaşlıdan birinin etkilendiği en çok karşılaşılan zorluk; dışlanma ve yaş ayrımcılığı olarak ifade edilir.

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında; yaşlanan nüfusun daha iyi bir yaşam sürmesi için tüm toplumların ortak bir anlayışta olması vardır. Dünya Sağlık Örgütü Yaşlı Dostu Şehir ve Toplumlar Global Ağı kapsamında ise, yaşlı hayatını kolaylaştıracak çalışmalar yer almaktadır.

Uluslararası iyi uygulama örnekleri arasında; Japonya, Almanya, Hollanda, Danimarka, Finlandiya örnekler sıralanmaktadır. Japonya’da, yüzde 30’u oluşturan 65 yaş ve üstü nüfus için yaşlı dostu şehirler ve bakım hizmetleri üzerinde çalışılmaktadır.  Almanya’da yüzde 22’lik nüfusun uzun dönemli bakım sigortası gibi sosyal güvenlik sistemleri yürürlüktedir. Ayrıca; Hollanda, Danimarka ve Finlandiya gibi Avrupa ülkelerinde de; bakıcılık ve sağlık hizmetleri gibi iyi uygulama örnekleri gösterilmektedir.

Küresel iyi uygulama örneklerini oluşan bilgi ve deneyim birikimini dikkate alarak hatta onlardan esinlenerek, süreç inovasyonu ile kendi modelimizi tasarımlayabiliriz;

Bu bağlamda, koruyuculuk ve bütünleşik olma ilkesiyle tüm paydaşlarla birlikte çalışabilirlik kültürüyle bir model tasarımlanabilir. Böylece; aile yapımıza, toplumsal dinamiklerimize ve kültürümüze uygun bir tasarım kurgulanabilir.

Kurgu, yaşlılık sigortasında; bir yandan genç yaşta başlatılarak bekleme süresi ön koşullu kamu önderliğinde bir sigortacılık anlayışıyla başlatılırken, diğer yandan özel sigorta şirketlerinin tamamlayıcı poliçeleri oluşturmasıyla desteklenebilir. Bu arada, bakım sigortası mevzuatı da acilen oluşturulmalıdır.

“Sosyal Devlet” amacına uygun hedef kitlesi belirlenmiş özel fonlar, varlıklı kesimlerin bağışları, sosyal sorumluluk projeleri, bu amaçla kurulmuş tematik sivil toplum kuruluşlarının desteği gibi kaynak çeşitliliği oluşturan bazı mekanizmalar da kurulabilir. Uzaktan dijital takip sistemleri, yapay zeka destekli öngörülebilirliklerle birlikte çalıştırılabilir. Bireysel Emeklilik ve Uzun Süreli Sağlık Sigortası ile beraberce düşünmeyi zorlamak, hatta ek avantajlar ve özel teşvikler de gerekebilir.

İyi uygulama örneklerini dikkate alan, genel sağlık sigortasındaki gibi 41 yılda değil ama olabilen en kısa sürede, Türkiye’ye özgü model tasarımı ile yaşlılık sigortasının uygulanması ve bu arada sağlıklı yaşlanmaya yönelik zorunlu müdahalelere de başlanması dileğiyle…