Çocukların ‘Parmak Uçları’ Sağlam Kaldı

Çocukların ‘Parmak Uçları’ Sağlam Kaldı

Tip 1 Diyabetli Çocukların sürekli glikoz takip sistemleri yani sensör aracılıyla kan şekeri izlem sistemi ile ilgili geçen hafta karar çıktı ve sensörlerle ilgili düzenleme 12 Aralık 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Sonuç olarak, sensörlerin ödenmesi SGK ödemesi kapsamına alındı.

Geçtiğimiz haftaki yazımda, bu hafta için “Sigortacılıkta Gelecek Senaryoları: 2040’a Giden Yolda Olası Yönelimler” adlı raporun özellikle yapay zeka açısından yaklaşımlarını paylaşacağımdan söz etmiştim. Ancak geçen hafta, 25 Kasım 2024 tarihli “Parmak Uçlarımız Bize Kalsın” başlıklı yazımda değindiğim konu ile ilgili önemli bir gelişme olduğundan, o konuyu gündeme getirmenin daha doğru olacağını düşündüm. Sigortacılıkta yapay zeka konusunda yapılanları önümüzdeki hafta paylaşacağım.

Sensörler SGK Kapsamında

Tip 1 Diyabetli Çocukların sürekli glikoz takip sistemleri yani sensör aracılıyla kan şekeri izlem sistemi ile ilgili geçen hafta karar çıktı ve sensörlerle ilgili düzenleme 12 Aralık 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/12/20241212-7.pdf). Sonuç olarak, sensörlerin ödenmesi SGK ödemesi kapsamına alındı.

Ödemenin ana başlıklarını şu şekilde özetlemek mümkün;

  • 2-18 yaş grubu çocuklar için aylık 3500 TL geri ödeme yapılabilecek, sensör ücreti aylık 3500 liradan fazlaysa kullanıcı farkını vererek alacak,
  • En az bir çocuk endokrin uzmanın olduğu yıllık sağlık kurulu raporu yeterli olacak,
  • Reçeteyi çocuk endokrin uzmanı, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı (pediatrist), aile hekimi yazabilecek,
  • Yapılan hesaplara göre, ülkemizdeki tip 1 diyabetli çocuklara yılda 1 milyar, ayda 100 milyon TL civarında bir destek verilmiş olacak,

Koruyucu Sağlık Hizmetlerinde İzleme Aracı

Yaklaşık 30 bin çocuk ve ailesinin hayatını kolaylaştıracak bu yenilikle, hem diyabet maddi yükü hafifletilecek hem de çocukların yaşam kalitesini artacaktır. Her yıl yaklaşık 2 bin çocuğun daha bu tanıyı aldığı ve parmaklarının günde neredeyse 10 kez delinerek kan şekeri ölçümü ile gereken doz insülin almak durumunda olduğunu da hatırlatmak gerekiyor. Onun için de, Tip 1 Diyabetli çocuklar ve anne-babaları ile doktorları “Sensörlerimizi ödeyin, parmaklarımız bize kalsın” diyordu. Cilt altı glikoz izlem cihazlarıyla parmak delinmeden cilt altından her 5 dakikada bir yani günde 288 kez şeker düzeyi ölçülebiliyor.

Yıllar önce, çocuğuna Tip 1 Diyabet teşhisi konulmuş bir annenin “insülin tedavisinde üç ana, üç ara öğün ile yatarken de olmak üzere toplam yedi kez çocuğunun parmağını deldiğini, hatta şeker ölçüm çubuklarının parasının yüzde 80’ini kendimiz ödüyoruz” sözlerini duyduğumda çok etkilendiğimi hatırlıyorum.

Sensörlerin SUT kapsamına girmesi, koruyucu sağlık hizmetleri adına çok önemli bir izleme aracı olacak.

Uzmanları; ödeme miktarının yükseltilmesi, 18 yaş üstü tip 1 diyabetliler, gebe diyabetliler ile kronik hipoglisemisi olan çocukların da kapsanmasında yarar olduğunu vurguluyorlar.

Sensör teknolojisi ile glikoz seviyelerini izleyen cihazlar, sadece diyabetlilerin yaşam kalitesini artırmıyor uzun dönemde diyabetle ilişkili komplikasyon risklerini de azaltıyor. Uzun yıllardır konuya ilişkin çaba gösterenler, genel olarak oluşabilecek yararları şu başlıklarla özetliyor;

  • 24 saat sürekli glikoz izleme yoluyla diyabet yönetiminde kapsamlı bir takip sağlanabilir,
  • Her an ve her yerden takip edilebilen kan şekeri değerleriyle, hasta ve hasta yakınları diyabet yönetiminde bilgiye dayalı kararlar alabilir,
  • Kan şekeri dalgalanmaları önlenerek düşük veya yüksek kan şekerinin olası riskleri azaltılabilir,
  • Özellikle gece veya uykuda olabilecek kan şekeri düşüklüğü paniği önlenebilir ve diyabete bağlı stres azaltılabilir,
  • Parmaktan kan alma yoluyla yapılan sık ölçümlerin sıkıntısı ve özellikle çocukların tedirginliği ortadan kaldırılabilir,
  • Uzun dönem diyabet komplikasyonları yüzde 40 azaltılabilir.

Yıllar Süren Mücadele

Konuya yıllarını veren, Prof. Dr. Şükrü Hatun, önceden “Dünyada diyabetli çocukların sağlığı ile uğraşan birçok uzman, diyabetli çocukların uzun dönemli kan şekeri dengeleri ve komplikasyonların önlenmesi bakımından tanıdan sonraki ilk altı ayın önemli olduğunu ve mümkünse bütün çocuklarda tanıdan hemen sonraki günlerde sensör takılmasını öneriyor. Sensörler son 10 yılda diyabet tedavi ve izleminde en çok fark yaratan gelişme ancak ülkemizde kullanım oranı çok düşük. Diyabet teknolojilerine ulaşımda düşük sosyoekonomik düzeydeki aileler çok büyük zorluk yaşıyor, çaresiz ve üzgünler. Eğer tip 1 diyabetli çocukların sensörlere eşit erişimi konusunda bir adım atılırsa, tedavide ve yaşam kalitesinde fark yaratan ürünlere sadece imkanı olanların değil, bütün çocukların ulaşması sağlanmış olacak” diyordu.

Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı Şükrü Hatun Hoca, bu hafta ise “Yedi yıldır bu anı beklediğimizi söylesek yalan olmaz, çünkü bu sevinçli haberin ülkemizde yankılanacağını ve ülkemizdeki tip 1 diyabetli çocukların bakımına büyük katkıda bulunacağını biliyorduk” diyerek sevincini paylaşıyor.

Başta Şükrü Hatun Hoca olmak üzere, bu süreçte emeği geçen tüm ilgililere özel teşekkür etmek gerekiyor.

Sağlık Sigortaları Ödeme Listeleri

Uzaktan sağlık hizmetlerinin izlenmesindeki yenilikleri amacına uygun kullanabilmek için, kısa sürede daha çok alana müdahale etmek gerekir. Bunları yapmak için atılacak her yenilikçi adım, teknolojiyi takip ile ivme kazanabilir.

Ancak bir başka kalıcı adım da, kamu veya özel sağlık sigortaları ödeme listelerinde yer alması ile atılabilir. Çünkü, sağlığın uzaktan takibini destekleyen teknolojiler, daha az maliyetle daha kaliteli sağlık hizmeti sonucunu doğuracaktır.

Daha da akılcı bir hamle olarak, toplumun genel sağlık düzeyini yükseltmek için sağlığı geliştirici ve koruyucu müdahalelere öncelik verilmelidir.

Zaten 2006 yılında yasalaşan 5510 sayılı Kanun 63.Maddesi’nde Finansmanı Sağlanan Sağlık Hizmetleri ve Süresi başlığı altındaki ilk hizmet olarak “Kişilerin hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını önlemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri” yer almaktadır. 18 yıl önce yapılan bu düzenlemeye de uygun olarak, çocukların parmak uçları sağlam kaldı türünden örnekleri çoğaltmak daha kolay olacaktır.

Parmak Uçlarımız Bize Kalsın

Parmak Uçlarımız Bize Kalsın

Toplumda yaygın olarak bilinen Diyabet (diabetes mellitus), bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde sıklığı giderek artan bir hastalıktır. Takibi ise gün içinde tekrarlayan kan şekeri ölçümleriyle yapılır. Kan şekeri ölçümü,  çocuklarda parmaktan kan alınmasıyla yapılır. Onun için de “Parmak Uçlarımız Bize Kalsın” sloganı geliştirilmiştir. Yakın zamanda “parmaktan ölçüm gerektirmeyen” sistemler, ABD’de FDA tarafından da onaylanarak, glukoz izleminde yeni bir döneme geçilmiştir.

Ekim ve Kasım ayları anma ve kutlamaların arka arkaya geldiği günleri içeriyor. Bu yüzden de son birkaç haftadır, o dönemlerin sağlık süreçlerine saygı gereği, bazı hatırlatmalarda bulundum. Bu hafta, güncel bir konuya değineceğim.

Uzaktan hasta izleme konusunda gelinen nokta ve olası geleceği aktararak başlayıp, güncel bir konu olan Tip 1 Diyabetli Çocukların sensor aracılıyla kan şekeri izlem sistemiyle örnekleyeceğim. “Parmak Uçlarımız Bize Kalsın” sloganı, bu kapsamda 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle, 2018 yılında kullanılmış bir mesajdı.

UZAKTAN İZLEME

Sağlığın uzaktan izlenmesinde, sadece hastalar değil, teknolojide ulaşılan nokta sayesinde, sağlıklı kişilerin günlük aktiviteleri de takip edilebilmektedir. Hatta uzaktan tıbbi müdahale, laboratuvar gibi sağlıkla ilgili birçok işlem bile uzaktan yapılır hale gelmiştir.

Fiziksel aktivite, kalp atışı sayısı, oksijen satürasyonu gibi bazı klinik göstergelerle ilgili gerçek zamanlı bilgi üreten ve aktaran mobil cihazlara ulaşmak çok kolaylaşmıştır. Hasta monitörleri ile klinisyenlere ihtiyaç duydukları bilgiler, sadece bir ekrana dokunularak anlaşılması kolay biçimde düzenlenebilmektedir.

Hasta bakımında ortaya çıkabilecek acil durumlarda ise gerekli tıbbi ekibe ve hasta yakınlarına bilgilendirme yapılarak, hastaya ulaşma ve müdahale süresi en aza indirilmekte, ilgili araçlarla iş akışı basitleştirilmektedir.

Bu bağlamda, dijital giyilebilir cihazlar, sağlıklılığın ve hastalık oluştuktan sonraki dönemin takibinde kullanılmaktadır. Bu sürecin bir diğer önemi de, sektörde yaygınlaştıkça, toplanan sağlık verilerinden klinik araştırmalarda yararlanılmasının artmasına fırsat oluşturmasıdır.

Yenilikçi uzaktan tanı tedavi araçları ve sensörler, teknolojiden yararlanarak, kişilere ve hastalara bakım biçimini görüntüleyerek, amacına daha uygun hasta takibini bir yandan teşvik ederken, diğer yandan önleyici müdahalelerin de uygulanabilmesine seçenekler sağlamaktadır.

Uzaktan hasta izleme (Remote Patient Monitoring, RPM) cihazları, hastaların akut veya kronik durumlarını hem hastane hem de klinik ortam dışından izlenmesine, raporlamasına ve analizine yardımcı olur. Böylelikle durumun gerçek zamanlı olarak bilinmesi yoluyla ön alıcı (proaktif) klinik kararların alınmasında kritik bir rol oynar.

Öte yandan, uzaktan hasta izleme cihazları yoluyla kişiler kendi sağlıklarıyla anlık etkileşim içinde kendi sağlıklarını daha iyi yönetebilirler. Dolayısıyla, bu sayede kalıcı olumlu sağlık sonuçları görme olasılığı çok daha fazlalaşır.

Sadece dünya genelinde değil Türkiye’de de özel sağlık kuruluşlarında kurulan özellikli merkezlerin tanıtımında “21.Yüzyılın Teknolojileriyle Yönetin” başlıkları kullanılır olmuştur. Bu başlıklar altında, yeni nesil cihazlar yoluyla kontrol ve komplikasyonsuz sağlıklı yaşam mesajı verilmektedir.

TİP 2 DİYABET VE SENSOR  

Toplumda yaygın olarak bilinen Diyabet (diabetes mellitus), bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde sıklığı giderek artan bir hastalıktır. Çoğu zaman da, belirtiler iyice ortaya çıkıncaya kadar hastalığın farkına varılmaz.

Diyabet, genel olarak kan şekeri metabolizmasının bozukluğu olarak bilinir. İnsülin seviyesinin çok düşük olması, hücreler üzerindeki insülin etkisinin azalması sonucu kandaki ve idrardaki şeker seviyesi yükselir. Diyabetin ana formları Tip 1 ve Tip 2 Diyabettir. Yani çoğunlukla yaşam tarzı kaynaklı ve yetişkinlerde rastlanan Tip 2 Diyabet ile otoimmün hastalıklar arasında sayılan ve çocuklarda rastlanan Tip 1 Diyabet.

Yüksek kan şekeri seviyeleri kan damarlarına, sinir sistemine ve çeşitli organlara zarar verebilir. Bu zararın temel nedeni, uzun süreli yüksek kan şekerinin neden olduğu diğer metabolik değişikliklerdir. Dolayısıyla diyabetin teşhisinin erken aşamada konması ve tutarlı bir şekilde takip ve tedavisi çok önemlidir.  Takibi ise gün içinde tekrarlayan kan şekeri ölçümleriyle yapılır. Kan şekeri ölçümü,  çocuklarda parmaktan kan alınmasıyla yapılır. Onun için de “Parmak Uçlarımız Bize Kalsın” sloganı geliştirilmiştir.

Yakın zamanda “parmaktan ölçüm gerektirmeyen” sistemler, ABD’de FDA tarafından da onaylanarak, glukoz izleminde yeni bir döneme geçilmiştir. ABD’de okul öncesi ve okul çağındaki çocuklarda kullanımının yüzde 25’i aştığı bilinmektedir. Alarm özellikleri ile kan şekerindeki düşüş ve yükselişleri önceden haber veren, sensorlar aracılığıyla uzaktan takip ile ailelerin çocuklarının sosyal hayatını etkilemeden takipleri yapılabilmektedir.

Türkiye’de kullanım artmakla ama beklenen hızda bir artış olmamaktadır. Genel Sağlık Sigortası geri ödeme listesinde henüz yer almaması bunun ana nedeni olarak belirtilmektedir. Yıllardır bu konuda duyarlılık oluşturmaya çalışan, 35 yıldır kendisini tanıdığım saygın bilim insanı büyüğüm Prof. Dr. Şükrü HATUN, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabında 44 maddede süreci özetledi. Dilerim Şükrü Hoca, en kısa sürede, buna 45. Maddeyi ekleyerek bu sistemlerin geri ödeme kapsamına alındığını da duyurur.

Sağlığın uzaktan izlenmesindeki yeniliklerin birçoğunu etkili kullanabilmek için hala alınacak epeyce mesafe var. Çünkü teknoloji tek başına yeterli olmuyor; kamu veya özel sağlık sigortası geri ödeme sistemleri de bu sürece destek olmalıdır. Sağlığın uzaktan izlenmesini destekleyen teknolojilerden yararlanarak daha düşük maliyetlerle kaliteli bir sağlık hizmeti verilebilir, hizmete ulaşılabilirlik iyileştirilebilir. En önemlisi de toplumun sağlık düzeyini yükseltmek için sağlığı geliştirici ve koruyucu modellerin teşviki ile erken müdahale fırsatı oluşturulabilir.

Bu arada, uzaktan sağlık hizmeti geri ödemesi kapsamının artırılmasına olan ihtiyacı da hatırlatarak tamamlamak isterim.