Hasta Güvenliği, Sigortacılık ve Üretken Yapay Zeka

Geçtiğimiz hafta, Dünya Sağlık Örgütü Küresel Hasta Güvenliği Raporu 2024’den söz etmiş ve  Küresel Hasta Güvenliği Eylem Planı 2021–2030 adlı raporun özetini aktarmıştım (https://iris.who.int/handle/10665/376928). Risk değerlendirme işlevi açısından sigortacılık stratejisi ile ilişkili yorumlarda bulunmuştum.  Bu bağlamda, hasta güvenliğine uyulmamasından oluşan zararın yarısına yakın kısmının önlenebilir olduğu öngörülerini de paylaşmıştım.

2024 yılında yapılan bir başka toplantıda, hasta güvenliğinin şartları açıklandı (https://pss2023.ch/wp-content/uploads/2023/12/Official-Report-of-the-5th-Global-Ministerial-Summit-on-Patient-Safety.pdf). 17-18 Nisan 2024 tarihinde, Şili’nin Başkenti Santiago de Chile’de toplanan Dünya Sağlık Örgütü Hasta Güvenliği Altıncı Küresel Bakanlar Zirvesi’ndeki, 10 hasta güvenliği şartı olarak şunlar sıralandı;

  1. Zamanında etkili ve uygun bakım,
  2. Güvenli sağlık hizmet süreçleri ve uygulamaları,
  3. Nitelikli ve yetkin sağlık çalışanları,
  4. Güvenli tıbbi ürünler ve akılcı kullanımı,
  5. Güvenli sağlık tesisleri,
  6. Onur saygı ayrımcılık yapmama mahremiyet ve gizlilik,
  7. Bilgi ve eğitim destekli karar alma,
  8. Tıbbi kayıtlara erişim,
  9. Adil çözüm sağlanması,
  10. Hasta ve aile katılımı.

Bu şartlar, hasta güvenliğine yönelik riskleri azaltma ve zararları önleme amacına yönelik başlıklardır. Dünya Sağlık Örgütü Entegre Sağlık Hizmetleri Direktörü Dr. Rudi Eggers, “hasta güvenliğini sağlamanın küresel bir öncelik ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak için gereken kritik bir bileşen olduğu” görüşünün altını çizmektedir.  

Dünya Sağlık Örgütü Hasta Güvenliği Öncü Birim Başkanı Dr Neelam Dhingra da, “Herkes, her yerde, hasta olarak güvenlik hakkına sahiptir” ifadesiyle hasta güvenliğini ” daha güvenli, daha adil bir dünyaya ulaşma yolunda ileriye doğru atılmış somut bir adım” olarak nitelemektedir.

“Daha Az Zarar, Daha İyi Bakım-Çözümden Uygulamaya”

Hasta güvenliği, aslında küresel bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden de sağlık sistemlerinin dönüştürülmesinde önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Onun için Montrö’de düzenlenen bir önceki Bakanlar Zirvesi (2023 yılı) sloganı “Daha Az Zarar, Daha İyi Bakım-Çözümden Uygulamaya” şeklinde belirlenmiştir. Böylelikle tek tek ülkelerin hasta güvenliği uygulamasında eksiklerini tamamlama fırsatı için tartışma ortamı oluşturulmuştur.

Milattan Önce beşinci yüzyılda, öğretmen, gezgin tıp doktoru ve birçok tezin sahibi olarak kabul edilen Hipokrat’ın tezlerinden biri de “önce zarar verme” idi. İki bin beş yüz sonra bile sadık kalınan bu tez, tedavinin her aşamasında sağlık çalışanlarının duyarlılık göstermesi gereken bir davranış biçimi olmuştur.   

Hastaya zarar verildiğinde oluşan maliyetler, sadece ekonomik açıdan değerlendirilmemelidir. Hastanın yaşam kalitesinde ortaya çıkabilecek olumsuz değişiklikler, geleceğinde geri dönülmez sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden, “Daha Az Zarar, Daha İyi Bakım-Çözümden Uygulamaya” sloganıyla hedeflenen yaklaşım, ülkeler arasında iyi uygulama örnekleri ile bunların aktarılmasını da yol açabilir.

Ana Fikir, Kendi Sağlığını Yönetmek

Hasta güvenliğinde; sağlık çalışanlarından sağlık yöneticilerine ve sağlık politikası yapıcılarına kadar herkes için, sistemin tasarımında olası riskleri azaltmayı merkezine alan bir yaklaşımdan söz edilmektedir. Bu konuda oluşabilecek ortak dil, ilgili paydaşlarla sistem arasında işbirliğini de arttıracaktır.

Ana fikir; sağlık sisteminde hasta güvenliğini öncelikli hale getiren bir kültür oluşturularak hastanın kendi sağlığını yönetmeye teşvik edilmesidir.

Sigortacılık Rol Model Olabilir mi?

Hasta güvenliği bağlamında, sadece hastanın değil aslında hasta olmadan kişinin sağlığını yönetmede, sağlık sigortacılığı bir rol model olabilir mi? Hastalanmadan önceki döneme odaklanan sağlık sigortası yaklaşımıyla geliştirilebilecek modeller, kamu ve özel sigortacılıkta yakın dönem stratejilerine damga vurabilir.  

Nisan 2024, Dünya Sağlık Örgütü Hasta Güvenliği Altıncı Küresel Bakanlar Zirvesi’ndeki 10 hasta güvenliği şartının her biri başlı başına sağlık sigortacılığı stratejisi olabilir. Çünkü, sadece hastalıkları sigortalayan bir bakış; riskleri ne kadar hesaba katarsa katsın, sonuç olarak hastalandıkça kullanılan bir güvence olarak kalacaktır. Aktüeryal denge duyarlılığının artışı, yıldan yıla artan primleri çok değiştiremeyecektir. Oysa ki, tedavi etmekten önce, kişinin sağlığını koruma ve geliştirmeyi hedefleyen bir paradigma değişikliği, sağlık sigortacılığına yansıtılabilir.

Hasta güvenliği şart olarak açıklanan 10 madde, bu paradigma değişikliğinin temellerinin sağlam atılmasına yol açabilir. Bu 10 maddeden sadece üçü bile düşünüldüğünde, sağlık sigortacılığında yenilikçi değişimleri başlatabilir. 

Örneklemek gerekirse, bunlar; zamanında etkili ve uygun bakım, adil çözüm sağlanması, hasta ve aile katılımı olarak sıralanabilir. Hasta olmadan önce kişinin, hasta olduktan sonra ise hastanın kendi sağlığını yönetme sorumluluğunu tetikleyebilecek bu başlıklar, sağlık sektörünün  paradigma değişikliğinin alt başlıklarını oluşturabilir.    

Geleceğe yönelik bu bakış, kamu sağlık sigortacılığı açısından bakıldığında da, özel sağlık sigortacılığı açısından bakıldığında da birbirine benzer değerlendirilmelidir. Hatta, aralarında rol dağılımı yapılması, riski paylaşma avantajı bile sağlayabilir.

Sigortacılık, hasta güvenliği için kişilerin kendi sağlığını yönetme duyarlılığını ve endüstri çapında standartlar oluşturulmasını tetikleyebilir. Model oluşumunda, birlikte tasarım ve yenilikçiliğin gücü daha da artabilir. Kronik hastalıklardan öncelikli bulunan biri veya birkaçının yönetimi gibi, risk oluşturabilecek zarar kaynağıyla, birlikte mücadele edilebilir.

Üretken Yapay Zeka

Bu süreçte, bilgi teknolojileri ve yapay zekanın sağlık hizmetlerine entegrasyonu ile hasta güvenliğinde ortaya çıkan zorluklar ve fırsatlar daha kolay yönetilebilir. Son yıllarda, 2 trilyon veri noktasının işlenebildiği öngörülen GPT4 ile hastalık yönetiminin değiştiği düşünüldüğünde, hasta yolcuğunda sağlıklı yaşamın takibi daha da kolaylaşacaktır.

Yenilikçi tanı ve tedavi ürünleri geliştirmede, Üretken Yapay Zeka’nın (Generative AI) yaklaşık 5 kat daha hızlı olduğuna ilişkin görüşler bulunmaktadır. Dolayısıyla, sağlıklı yaşam takibinin kolaylaşmasının fazla zaman almayacağını öngörmek çok zor olmayacaktır. Ses, metin, video, görüntü gibi farklı içerik türlerini üreterek ve algoritmalar kullanarak, öğrendiği bilgiler ile geniş ölçekli verilerden yararlanıp yeni içerik oluşturabilen bir yapay zeka teknolojisi olan Generative AI, kişinin sağlığını yönetmesini fazlasıyla kolaylaştırabilir.  Bu bağlamda, üretken yapay zeka yoluyla hasta güvenliği göstergeleri, sağlık hizmet süreçlerinde daha da yaygın kullanılabilecektir. Bir yandan bütünleşik bakışla bir yandan da kişiselleştirilmiş bir anlayışla bu göstergeler takip edilebilir. Geleceğin sağlık hizmetlerini bu boyutlarıyla görebilen kamu ve özel sağlık sigortası sektörü, hastalanmadan önceki sağlığını yöneten bireylerle daha güçlü, daha yenilikçi ve daha sürdürülebilir olabilecektir. Bu yolda yapabilecekleri işbirlikleri ve rol paylaşımıyla, sağlık sisteminde tutarlı, kalıcı ve sürdürülebilir değişimlere birlikte imza atabilirler.