Artan Sağlık Harcamaları ve Sigorta Şirketleri

Son veriler, dünyada 2021 yılı sağlık harcamalarının yaklaşık 10 trilyon Amerikan Doları ile küresel ekonominin yüzde 10’unu aştığını gösteriyor. Bunun yaklaşık yüzde 40’ı ABD tarafından yapılıyor. Sürdürülebilirlik kaygılarını da beraberinde getiren artan sağlık harcamaları; sadece kamusal karar vericileri değil sigorta şirketlerini de zorlar hale geldi. Farklı neler yapılabileceğini belirlemek üzerine çalışan yapılar hızla artmaya başladı. Sosyal sağlık sigortacılığı yapan kamu sigortaları bile sosyal olma özelliğinin tartışıldığı düzeyde katkı payı uygulamalarını tartışıyorlar.

Bilindiği gibi sigorta, bireyleri ve kurumları hem beklenmedik durumlara karşı korur hem de  ekonomiye katkı sağlar. Risklerden koruma, uzun dönemli kaynak oluşturma aynı zamanda, sürdürülebilir büyümeyi teşvik eder. Geçtiğimiz hafta paylaşılan rakamlara göre Türkiye ekonomisine Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın 22 katı, yaklaşık 576 trilyon TL teminat sigorta yoluyla sağlamaktadır. Dolayısıyla, böylesine büyük ve güçlü bir sektörün sağlık sigortacılığında artan sağlık harcamalarını doğru yönetmesi gerekmektedir. Her ne kadar, her yıl sağlık için topladığı primin, zaman zaman yüzde 90’larını bile aşan kısmını tazminat olarak ödese de, sağlık sigortacılığı büyüme potansiyeli en yüksek branşlardan biridir. 

Anlamak ve Çözmek

Richard Feynman “Bir sorunu anlamak, onu çözmekten daha önemlidir” der ve Feynman Öğrenme Tekniği olarak bilinen dört adım önerir;

  • Beş yaşındaki bir çocuğa, öğrenmek istediğiniz bir kavramı öğretiyormuş gibi yapın,
  • Açıklamanızdaki boşlukları belirleyin, daha iyi anlamak için kaynak materyale geri dönün,
  • Organize edin ve basitleştirin,
  • İnceleyin ve kendinize geri bildirim verin.

Feynman Tekniği ile parçalara ayrılabilen fikirlerin yeniden yapılandırılması sağlanabilir, hatta başkalarından öğrenilenlerin güçlendirilmesine bile destek olunabilir.

İşte, sağlık sigortacılığında da bu adımlarla ilerlenerek, karmaşık gibi görünen süreçler basitleştirilebilir ve daha uygulanabilir çözümlere dönüştürülebilir. Geleceği düşünürken, buradan başlamak daha etkili sonuç alıcı olabilir. Burada, Fütürist’lerin yaralandığı bazı kavramlarla hareket etmek bir seçim kriteri bile olabilir.

Bu bağlamda düşünüldüğünde, Fütürist Joseph Voros’un 7 tür alternatif geleceği tanımlayan ve İngilizce baş harflerinin kısaltmasıyla 7 P adıyla da bilinen bir “Gelecek Konisi”ni hatırlatmakta yarar vardır;

  • potential (potansiyel),
  • probable (olası, muhtemel),
  • preferable (tercih edilebilir),
  • projected (öngörülen),
  • plausible (makul),
  • possible (mümkün),
  • preposterous(saçma).

7 P’nin her biri, gelecekle ilgili kritik kararların verilmesinde önem taşımaktadır. Bu sıralama, anlamlarına uygun değerlendirilirlerse, öncelik belirleme sürecinde de düşünülebilir.    

Değer Temelli Sağlık

2000’li yıllardan bugünlere sorunu doğru anlayıp çözme iradesi gösterenlerin ortak noktası “Değer Temelli Sağlık Hizmeti” yaklaşımında buluşmaktadır. Artık, yapılan sağlık müdahalesinin yaşam kalitesini nasıl değiştirdiğine, varsa hastalık nedeniyle oluşmuş engelliliğin ne kadar azaldığına bakılmaktadır. Hatta geçen hafta bir toplantıda, küresel bir ilaç şirketi yetkilisi “tedavi etmiyorsa ilacımın parasını ödemeyin” tespitinde bulunmuştu. Dünyada kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlara yönelik bu tür geri ödeme taahhütleri verilmektedir. Böylelikle “kazanım odaklı” sağlık hizmeti bakışının giderek daha fazla yerleşmekte olduğu görülmektedir. Sigorta şirketlerinin de önlerine koydukları hedefler arasında “Değer Temelli Sağlık Hizmeti” giderek yaygınlaşıyor. Sadece birkaç örnek bile, bu yaygınlaşmayı göstermektedir.

Sağlıklı yaşamı destekleyen programlara yönelen sağlık sigortası örnekleri bu yaygınlaşma içinde önemli yer tutmaktadır. Kişilerin kendi sağlıklarını koruma ve geliştirme amaçlı sigorta ürünleri yoluyla davranış değişikliğine kadar giden teşvikler verilmeye başlandı. 

Alman kamu sigortalarından birinde, spor merkezine gittiklerini belgeleyenlere prim indirimiyle başlayan bu teşvik örneklerinin temeli, sağlığını koruyan ve geliştiren kişileri ödüllendirmeye dayanmaktadır. Buna benzer yollarla, poliçe maliyetlerinde çift haneli azalmalar açıklanmaya başladı. Web sitelerinde “sağlığınızı iyileştirin ve paradan tasarruf edin, ödüller ve indirimler elde edeceksiniz”, “2 aya kadar prim tutarını geri ödeme olarak kazanın” gibi tanıtımları veren sigorta şirketleri oluştu.

Yapay zeka ile kişiselleştirilmiş egzersiz planları yapılır oldu. Yine yapay zekanın, ilgili uzmanıyla birlikte yapılan uzaktan fizyoterapi uygulamaları geliştirildi. Uzaktan sağlık hizmetleri yoluyla erken doğum ve yenidoğan yoğun bakım ihtiyacında azalmalar görüldü. Hatta, sezaryen oranlarının bile beşte biri aşan oranlarda azaldığı rapor edildi.

Sağlıkta Tasarım Odaklılık

Bu yıl, sağlık hizmetlerini dönüştürmek için tasarım odaklı yaklaşımı savunan açık erişimli bir kitap yayınlandı. “Tasarımcılar Sağlık Hizmetlerini Nasıl Dönüştürüyor?” (How Designers Are Transforming Healthcare” https://doi.org/10.1007/978-981-99-6811-4) adlı kitapta, sağlık hizmetlerinde inovasyona yeni bakış açıları getiriliyor. Sağlık sonuçlarını iyileştiren ve sağlık sistemi sürdürülebilirliğini sağlayan farklı bir düşünceye, yeni bir yaklaşıma acil ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Kişi odaklı tasarımlarla, yalnızca kişilere değil ilgili sağlık çalışanlarına da  dönüştürücü çözümler öneriliyor.

Sağlık hizmetlerini olumlu yönde dönüştürmek için sağlık yönetici ve çalışanlarını tasarımcılarla buluşturan kitap, yeni süreçler ve etkilerini aktarıyor. Sağlık sistemlerinin sürekli yeniliğe ihtiyaç duyduğu, kişi merkezli ve disiplinler arası tasarım yöntemleri için uygun olduğu vurgulanıyor. Zorlukların yenilik fırsatlarının keşfini sağladığı, katılıma odaklanarak uygulanabilir çözümlerin birlikte oluşturulduğu ifade ediliyor.

Daha on beş gün önce, “Biyoekonomiyi Operasyonel Hale Getirmek için Sistemik İnovasyon” başlığıyla yayınlanan bir makale (https://doi.org/10.1016/j.heliyon.2024.e35914) yayınlanmıştır. Bu makalede ise amacın, biyoekonomi ile uyumlu sistemik inovasyonun nitelikleri araştırmak ve ortaya çıkan değer zincirleri arasında iş birliği olduğu özetlemektedir.

Biyoekonomiyi operasyonel hale getirmek için inovasyonun çok önemli olduğu vurgulanan makalede, toplum üzerinde olumlu etkileri olan yeni ürünler, süreçler veya organizasyonel uygulamaların, sahada değer oluşturulmasının önünü daha da açacağına yönelik yorumlar yapılmaktadır. Sistemik inovasyon kapsamında, çeşitli sektörlerden paydaşların bir araya getirilerek bir yandan inovasyonun teşvik edildiği diğer yandan da sektörde oluşabilen yıkıcı değişiklikleri yönlendirmede tamamlayıcı bilgiler edinilmesinin desteklendiği vurgulanmaktadır.

Böylelikle, biyoekonominin sektörlerarası yapısıyla, bilgi eşitsizliklerinin kapatılacağı, sürdürülebilirlik zorluklarının üstesinden gelmek için değer zincirleri boyunca ekosistemdeki paydaşların harekete geçeceği ifade edilmektedir.

Kazanım Odaklı Bakış

Geleceğin sağlık ekosistemleri, kişiye odaklanacaktır. Hasta olmadan sağlığını korumak ve geliştirmek isteyen kişilerle, hasta olduğunda sağlığını yönetecekler için aşağıda sıralananları içerik hiç unutulmamalıdır;

  • Geleneksel bakım: bilinen sağlık kurumlarında, doğrudan bakım ve ilaçlarla,
  • Evde ve kişisel (öz) bakım: kişi katılımı, sanal bakım, uzaktan takip ile giderek daha fazla evde veya evde sağlanabilen geleneksel bakım,
  • Sosyal bakım: karşılanmamış sosyal ihtiyaçların bütüncül sağlıkla ilgili sosyal ve toplumsal ağlar,
  • Günlük yaşam aktiviteleri: sağlıklılığı sağlayan eylemler ve alışkanlıklar, zindelik ve beslenme,
  • Finansman desteği: ödeme ve finansman çözümleri dahil olmak üzere endüstrinin bakım etkinliklerini desteklediği operasyonlar ve finansal altyapı.

Bu öngörülerle, sağlık sigortacılığında harcama artışının daha iyi nasıl yönetebileceğine ilişkin yenilikçi tasarımlara odaklanma zamanıdır. Çok farklı ülkelerde ve birbirinden değişik dünya örnekleriyle, klasik sigortacılığın da yerini alan, sağlığın koruyucu ve geliştirici ürünlere yönelme eğilimi doğru okunmalıdır. Teknoloji kullanımıyla, uzaktan takip sistemleriyle; kişinin sağlığına “kazanım odaklı” bakan bir değer temelli sağlık sigortacılığı yaklaşımı, kamunun da özel sigortacılığının da sürdürülebilirlik kaygılarını azaltabilecektir. Yeter ki, sorunu anlayarak, önceliklendirme konusunda kararlı ve tutarlı olunabilsin…