Kimler için tamamlayıcı sağlık sigortası?

Tamamlayıcı sağlık sigortası; sigortalılar, kamu sigortası, kamu ve özel sağlık kuruluşları açısından bakıldığında değişik yanlardan değerlendirilebilir. Zaten, “kimler için tamamlayıcı sağlık sigortası” sorusunu da bu nedenle gündeme getirmek istedim.

Bu yazı ile birlikte görüşlerimi daha sık paylaşmaya başlayacağım. Benim için ilk deneyim olan yazılarımla başlayan bu süreci, artık haftada bir yazarak sizlerle buluşturmaya çalışacağım.

Bu kapsamda, ilk vurgulamak istediğim konu tamamlayıcı sağlık sigortası olacak.  Bu süreçte, farklı yönleriyle birkaç yazıda tamamlayıcı sağlık sigortası analizi yapmaya çalışacağım. Analize öncelikle tamamlayıcı sağlık sigortasının kimler için neler getireceğine yönelik görüşlerimle başlamak isterim.

Bilindiği gibi, tamamlayıcı sağlık sigortası kamu sağlık sigortalarının mali riskini paylaşmak için kullanılan bir özel sağlık sigortası türüdür. Hizmet alan kişinin üzerinde kalan riskleri; teminat kapsamı veya teminat yüzdeleri açısından çeşitli paketlerle üzerine alır. Teminat kapsamı denildiğinde doğal olarak hizmet farkını, teminat yüzdeleri ifadesiyle de para açısından farkı anlamalıyız. Aslında, kamu sağlık sigortasının verdiğinin üstündeki hizmet veya paraları karşılama biçimi olarak da tanımlanabilmektedir.

2015 yılından bu yana yaşamımıza daha fazla girmekte olan tamamlayıcı sağlık sigortalı sayısı sadece son 7 yılda bile 18 kattan fazla artmış durumdadır. Türkiye Sigorta Birliği verilerine göre, 2015 yılında 134 bin olarak bildirilen bu sayı 2021 yılı sonunda 2 milyon 450 bin olmuştur. Aynı verilere göre, 2025 yılında da bu sayının 8 milyona ulaşması beklenmektedir.

KAYIT DIŞILIĞI AZALTACAKTIR

2021 yılı Kasım ayında TÜİK tarafından 2020 sağlık harcaması istatistikleri yayınlandı. 2020 yılında 250 milyar TL olarak gerçekleşen toplam sağlık harcamasının 40 milyar TL’si hane halkı cepten sağlık harcaması olarak hesaplanmıştır. Öncelikle bu miktarın büyük bir bölümünün tamamlayıcı sağlık sigortası yoluyla kayıt altına alınması kayıt dışılığı da azaltacaktır. Öte yandan, aynı yıl sağlık harcamalarındaki yüzde 2.6’lık pay ile 6.4 milyar TL olan özel sigorta payı da artacaktır. Hatta, bireysel emeklilik benzeri bir destekle süreç çok daha hızlı bile gelişebilecektir. Önümüzdeki yazılarımda, bu konuları daha detaylı değerlendirme fırsatı yakalayacağımızı umuyorum.

Tamamlayıcı sağlık sigortası; sigortalılar, kamu sigortası, kamu ve özel sağlık kuruluşları açısından bakıldığında değişik yanlardan değerlendirilebilir. Zaten, “kimler için tamamlayıcı sağlık sigortası” sorusunu da bu nedenle gündeme getirmek istedim.

Bu görüşlerimi, Özel Sağlık Kuruluşları Platformu Derneği’nin 2021 yılı son aylarında yayınlanan ve yazarlarından biri olduğum “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası; Sorunlar, Fırsatlar ve Çözüm Önerileri” kitabında da değerli yazar arkadaşlarımla birlikte değerlendirmelerinize sunmuştuk. Dilerseniz daha detaylı bilgilenme için ulaşabilirsiniz.

GENEL SAĞLIK SİGORTASININ SİGORTASI

Sigortalılar için ilk fırsat; cepten ödemenin sağlayacağı sağlık hizmetine ulaşma tercihinin ikinci bir sigorta yoluyla güvence altına alınması olmaktadır. Böylece ihtiyaç anında cepten ödenecek tutarın kişinin bütçesine daha az zarar vermesi de söz konusu olacaktır.

Kamu sigortası, yani Genel Sağlık Sigortası açısından bakıldığında ise; aşırı taleplerin yönetimi yoluyla finansal sürdürülebilirlik temel ilke olarak görülmelidir. Hatta yıllar önce yazdığım bir makalede tamamlayıcı sağlık sigortasının “genel sağlık sigortasının sigortası” olduğundan söz etmiştim. Ayrıca, özel sigortalarla ortak provizyon sistemi sonucu ek yatırım olmadan ikili denetim sağlama avantajını da vurgulamak gerekir. Bunlar, risk paylaşımının değişik boyutlarda örnekleri olarak düşünülmelidir.

Kamu sağlık hizmet sunucuları açısından bakıldığında ilk göze çarpan başlıklar; öğretim üyesi gibi tercihler durumunda sistemin yönetimi genel bütçe dışı ödemeyle daha farklı sağlık profesyonellerine ve doğal olarak hizmete ulaşım fırsatını genişletmesi öne çıkan başlıklar arasında sayılmaktadır. Bu arada, cepten ödemenin tamamlayıcı sigortaya yönlenmesi yoluyla oluşan olumlu etkiler de ortaya çıkmaktadır.

Özel sağlık kurumları açısından değerlendirildiğinde ise üç ana başlıkta özetlenen etki sıralanabilir. Bunlardan ilki, tercihlerini kamu sağlık tesislerinden yararlanma yolunda kullanmak istemeyenlerin harcamalarına, özel sağlık tesislerinde ikinci bir sağlık sigortası seçeneğiyle cepten ödeme şikayetlerinin azalmasıdır. Özel sağlık kurumu harcamalarının yönlendirileceği yeni bir kaynak seçeneği ikinci etki olarak ifade edilebilir. Tüm bunların özel sağlık kurumları kapasite kullanımında oluşturacağı artış ise üçüncü etki olarak sıralanabilir.

KATASTROFİK SAĞLIK HARCAMALARI

Tamamlayıcı sağlık sigortasının sigortalılara, genel sağlık sigortasına, kamu ve özel sağlık kuruluşlarına yapabileceği bu etkiler, siyasi ve bürokratik karar vericilere de olumlu sonuçlar oluşturabilir.

Bunların başında, kişilerin cepten yapabileceği ödemelerin sağlık riskiyle karşılaştığı anda yapılmasının neden olduğu şikayetlerde azalma belirtilebilir. Bu şikayetlerin temelinde yıkıcı olarak adlandırılan katastrofik sağlık harcamalarının hane halkı bütçesinde oluşturabileceği mağduriyetlerinin önlenememesi yatmaktadır.

Bu arada, kamu sağlık sigortası olan Genel Sağlık Sigortası risklerinin paylaşılması yoluyla sosyal sağlık sigortacılığındaki aktüeryal dengenin sağlanması yoluyla oluşacak yadsınamayacak düzeydeki olumlu etkiyi de gözardı etmemek gerekir. Aslında aktüeryal denge sağlanamazsa, kamu sübvansiyonu artacağından başka alanlarda yapılabilecek hizmet ve yatırımlara daha az kaynak tahsisi sağlanabilecektir. Bu nedenle oluşabilecek kaynak ihtiyacı, borçlanma da dahil farklı yollarla karşılanmak zorunda kalınabilecektir. Tüm bu süreç sadece sağlık alanında değil, genel anlamda ekonomik dengeleri de etkileyebilecek boyuta ulaşarak birikici etkiye bile neden olabilecektir.